Güncel Makalelerimiz

Ceza Yargılaması Kapsamında Zararın Giderilmesi Ve Tazminat Sorunu

Türk hukukunda suç iÅŸlenmesine karşın ilgili suçtan doÄŸan zararın giderilmesine iliÅŸkin gerek TCK gerekse diÄŸer kanunlarda düzenlemeler bulunmaktadır. Ä°rdelenmesi gereken ilk husus ceza yargılamasında “zarar” kavramının kimleri kapsadığı ve kimlerin zararının tazminini isteyebileceÄŸidir. MaÄŸdur ve suçtan zarar gören kavramları bu noktada birbiri ile karıştırılan kavramlar olup bilinenin aksine aynı anlama gelmemektedirler. 


MaÄŸdur, suçun maddi unsurlarından biri olup suçun üzerinde iÅŸlendiÄŸi gerçek kiÅŸidir. Suçtan zarar gören ise tüzel kiÅŸilik de olabileceÄŸi gibi her zaman maÄŸdurun kendisi olmak zorunda deÄŸildir.Suçtan zarar gören, doÄŸrudan veyahut dolaylı olarak hakları ve menfaatleri ihlal edilen gerçek veya tüzel kiÅŸi olabileceÄŸinden ceza yargılaması kapsamında zarar tazmini isteme hakkına da sahiptirler.


Ceza Muhakemesi Kanunu madde 253 uzlaÅŸma kavramını düzenlemiÅŸtir. CMK madde 253 hükmüne göre, cinsel dokunulmazlığa ve etkin piÅŸmanlık hükümlerine tabi suçlar hariç olmak üzere soruÅŸturulması ve kovuÅŸturulması ÅŸikayete tabi suçlarda ve ÅŸikayete baÄŸlı olup olmaksızın TCK’da uzlaÅŸmaya tabi sayılan suçlarda uzlaÅŸma hükümleri uygulanacaktır.
UzlaÅŸma müessesesi kapsamında amaç suçtan zarar gören gerçek veyahut tüzel kiÅŸinin zararının tamamı veya bir kısmının fail tarafından karşılanmasıdır. Fail, suçtan zarar gören kiÅŸinin zararını tek seferde karşıladığında kovuÅŸturmaya yer olmadığı kararı verilecektir. Ancak edimin yerine getirilmesinin takside baÄŸlanması veyahut ileri bir tarihe ertelenmesi durumunda kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilecektir. Edimin yerine getirilmemesi söz konusu olduÄŸunda ise ilgili uzlaÅŸma belgesi Ä°cra ve Ä°flas Kanunu madde 38’de yazılı ilam mahiyetine haiz belgelerden olacaktır ve icra takibine konu edilebilecektir.
UzlaÅŸma kapsamında gerek yerel mahkemeler gerek Yargıtay kararları doÄŸrultusunda ortaya çıkan asıl sorun ceza yargılamasında gerçekleÅŸen uzlaÅŸma sonucunda diÄŸer yargı mercii kararlarının da etkilenmesi ve tazminat davası açılamayacağı düÅŸüncesidir. Bu duruma CMK’nın 253.maddesinin 19 numaralı fıkrasında geçen “UzlaÅŸmanın saÄŸlanması halinde, uzlaÅŸma anında tespit edilemeyen veya uzlaÅŸmadan sonra ortaya çıkan zararlar hariç, soruÅŸturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiÅŸ sayılır.” Cümle sebebiyet vermektedir. Ä°lgili düzenleme Yargıtay kararlarına da yansımıştır. Örnek vermek gerekirse Yargıtay 4. Hukuk Dairesi  2021/11697 E.,2022/5822 K. Sayılı kararında “Tüm bu nedenlerle uzlaÅŸma tutanağı incelendiÄŸinde, davaya konu trafik kazası nedeniyle uzlaÅŸma teklifinin davacı ile sürücü ... arasında 300,00 TL karşılığında, fazlaya iliÅŸkin hakların saklı tutulmadan uzlaÅŸmayı kabul ettikleri dikkate alınarak soruÅŸturmanın bu ÅŸekilde sonuçlandırılmasını talep ettiÄŸi anlaşılmakla, uzlaÅŸma tutanağının ilam mahiyetinde olduÄŸu ve uzlaÅŸmanın saÄŸlandığı, tutanağının aksinin de aynı kuvvetteki delillerle ispat edilemediÄŸi anlaşılmasına göre, soruÅŸturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamayacağının kabulü ile davacının tazminat talebinin tümden reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle talebin kısmen kabulüne karar verilmesi doÄŸru olmamıştır.” Åžeklinde gerekçe gösterilerek ilgili suç nedeniyle tazminat davası açılamayacağı yönünde karar verilmiÅŸtir. Ancak bu karara katılmamaktayız. KiÅŸinin sırf ceza yargılamasında uzlaÅŸmış olması sebebiyle maddi ve manevi tazminat talebinde bulunamayacağı yönündeki kabul kiÅŸinin haklarını sınırlar ve ihlal eder niteliktedir.


Bir baÅŸka Yargıtay kararında Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/10502 E.,2022/4081 K. Sayılı karar “14/05/2015 tarihinde kazanın gerçekleÅŸtiÄŸi, davacının yaralandığı dosya kapsamıyla sabittir. Olaya iliÅŸkin olarak açılan ÇeÅŸme Cumhuriyet BaÅŸsavcılığı'nın 2015/1518 SoruÅŸturma sayılı dosyasında KovuÅŸturmaya Yer Olmadığına dair karar verildiÄŸi, Savcılık tarafından Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 253. maddesi kapsamında, uzlaÅŸtırmanın saÄŸlandığı bu sebeple Cumhuriyet BaÅŸsavcılığınca da uzlaÅŸma nedeniyle kovuÅŸturmaya yer olmadığına karar verildiÄŸi görülmüÅŸtür…253/19. bendine göre ise "... UzlaÅŸmanın saÄŸlanması halinde, soruÅŸturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiÅŸ sayılır. Åžüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaÅŸma raporu veya belgesi, 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı Ä°cra ve Ä°flas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır." hükmü yer almakta olup,anılan Kanun maddesinin 253/19. bendine göre uzlaÅŸmanın saÄŸlanması halinde soruÅŸturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz, açılmış olan davadan feragat edilmiÅŸ sayılır. Bu yasal düzenleme ışığında da uzlaÅŸma tutanağı düzenlenmekle davalının tazminat davası açma hakkı bulunmamaktadır. UzlaÅŸma tutanağı da ilam mahiyetinde olacağından aksinin aynı kuvvetteki belge ile ispatlanması gerekir.


Tüm bu nedenlerle 26/03/2019 tarihli uzlaÅŸma tutanağı incelendiÄŸinde, davaya konu trafik kazası nedeniyle uzlaÅŸma teklifinin davacı tarafından kabul edildiÄŸi, soruÅŸturmanın bu ÅŸekilde sonuçlandırılmasını talep ettiÄŸi anlaşılmakla, uzlaÅŸma tutanağının ilam mahiyetinde olduÄŸu ve uzlaÅŸmanın saÄŸlandığı, tutanağının aksinin de aynı kuvvetteki delillerle ispat edilemediÄŸinin anlaşılmasına göre, soruÅŸturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamayacağının kabulü ile davacının tazminat talebinin tümden reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle talebin kabulüne karar verilmesi doÄŸru olmamıştır.” Åžeklinde karar verilmiÅŸtir. Yargıtay 4.Hukuk Dairesi’nin ilgili kararı da Ceza Muhakemesi Kanunu 253.maddenin 19.fıkrasını temel alarak maddi ve manevi tazminat açılamayacağı yönündedir. Ancak bu karar da tarafımızca kabul edilemeyecektir. KiÅŸinin maddi ve manevi tazminat hakkını sınırlamak hukuk devleti olmanın gerekliliklerine uymamaktadır.


Anayasa mahkemesi de aynı kanaatte olduÄŸundan 2023/43 Esas, 2023/141 Karar sayılı kararı ile Ceza Muhakemesi Kanunu madde 253’ün 19.fıkrasının 5.cümlesini “UzlaÅŸmanın saÄŸlanması halinde, uzlaÅŸma anında tespit edilemeyen veya uzlaÅŸmadan sonra ortaya çıkan zararlar hariç, soruÅŸturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz;…” Anayasa’ya aykırı bulmuÅŸ ve ilgili kısmın iptaline ÅŸeklinde hüküm kurmuÅŸtur. Ä°ÅŸbu maddenin orantılılık alt ilkesi yönünden ölçülülük ilkesini ihlal ettiÄŸi kanaatine varılmıştır.


Peki nedir bu ölçülülük ilkesi? Ölçülülük ilkesi, hukuk devletinin olmazsa olmazlarından olup, temel hak ve özgürlükleri koruma mekanizmasının temel taÅŸlarındandır. Kanun koyucunun da hukuk devletini korumak adına kendisine verilen takdir yetkisini kullanırken ölçülülük ilkesi çerçevesinde hareket ederek hakkaniyetli ve temel hak ve özgürlük sınırlarına baÄŸlı hareket etmesi gerekmektedir. Takdir yetkisi, uçsuz bucaksız düÅŸünülmemeli ve orantılı ÅŸekilde kullanılmalıdır. 


Hal böyle iken CMK’nın Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edilen ilgili maddesinin ölçülülük ilkesi ile baÄŸdaÅŸmadığı görüÅŸündeyiz. KiÅŸinin maddi ve manevi tazminat açma hakkı, mahkemeye eriÅŸim  hakkının bir yansıması olup, sınırlandırılması hukuk devleti olmanın getirdiÄŸi sorumluluk bilincine de aynı ÅŸekilde aykırılık teÅŸkil edecektir. Anayasa Mahkemesi ile aynı görüÅŸte olup ilgili maddenin hak arama hürriyetine ve mahkemeye eriÅŸim hakkına açık bir tehdit oluÅŸturduÄŸu kanaatindeyiz. Dolayısıyla ilgili iptal kararının Türk mevzuatı ve Türk hukuku için büyük bir geliÅŸme olduÄŸunu söylemek isabetli olacaktır.