
Ceza Dosyasında Uzlaşmanın Mevcudiyeti Tazminat Davasına Engel Midir?
Ä°zmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından Anayasa Mahkemesi'ne yapılan iptal baÅŸvurusunda 01/12/2014 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 6/12/2006 ve 5560 sayılı Kanun'un 24. Maddesiyle deÄŸiÅŸtirilen 253. Maddesinin (19) numaralı fıkrasının beÅŸinci cümlesinin '' UzlaÅŸmanın saÄŸlanması halinde ,soruÅŸturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz;...'' bölümünün Anayasa'nın 10., 13., 35 ., ve 36. Maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi talep edilmiÅŸtir.
Anayasa Mahkemesi iptal istemine iliÅŸkin deÄŸerlendirmesinde Ceza soruÅŸturması kapsamında uzlaÅŸmanın saÄŸlanması halinde tazminat davası açılmamasının yargının iÅŸ yükünün hafifletilmesine katkıda bulunacağının açık olduÄŸu, ayrıca ceza soruÅŸturması kapsamındaki uzlaÅŸtırma iÅŸlemlerinde hukuk uyuÅŸmazlığını sona erdirebilecek nitelikteki hükümlerin öngörülmesi kanun koyucunun takdir yetkisi kapsamında olduÄŸunu, bu itibarla yargının iÅŸ yükünün hafifletilmesi amacına ulaÅŸma bakımından elveriÅŸli ve gerekli olduÄŸu, anılan kanunun itiraz konusu kuralın yer aldığı 253. Maddesinin (5) numaralı fıkrasında uzlaÅŸma teklifinde bulunulması halinde kiÅŸiye uzlaÅŸmanın mahiyeti ve uzlaÅŸmayı kabul eden veya reddetmesinin hukuki sonuçlarının anlatılacağı belirtildiÄŸi, buna göre ilgililere uzlaÅŸmanın gerçekleÅŸmesi durumunda tazminat davası açamayacakları yönünde bilgi verilmesi gerektiÄŸi, bu itibarla kiÅŸinin tazminat davasını açamayacağının bilincinde olmadan uzlaÅŸması ihtimalinin önüne geçilebilecek önemli bir güvencenin bulunduÄŸunu, diÄŸer yandan anılan maddenin (17) numaralı fıkrasında Cumhuriyet savcısının, uzlaÅŸmanın tarafların özgür iradelerine dayandığını ve edimin hukuka uygun olduÄŸunu belirlemesi halinde uzlaÅŸtırma raporunu veya ilgili belgeyi mühür ve imza altına alarak soruÅŸturma dosyasında muhafaza edeceÄŸi belirlenmek suretiyle uzlaÅŸmanın ilgilerin özgür iradeleriyle gerçekleÅŸmesine ayrıca bu kapsamda edimin hukuka uygunluÄŸunun saÄŸlanmasına yönelik bir hükmün öngörüldüÄŸü belirtilmiÅŸtir.
Anayasa Mahkemesi ancak özellikle uzlaÅŸma görüÅŸmeleri esnasında en azından zararın yaklaşık olarak belirlenmesi gerektiÄŸi baÅŸka bir ifadeyle gerçek zararın altında kalan bir edim karşılığında uzlaÅŸan kiÅŸinin edimi aÅŸan kısım yönünden tazminat davası açmaktan vazgeçmiÅŸ sayılabilmesi için uzlaÅŸma sürecinde zararın öngörülebilir olması gerektiÄŸini ,suç teÅŸkil eden fiil nedeniyle uÄŸranılan zararın uzlaÅŸma süreci içinde bilinmesinin her durumda mümkün olmayacağını, özellikle maluliyet oranı gibi teknik bazı verilere ihtiyaç duyulan hallerde uzlaÅŸma süreci içinde zararın saÄŸlıklı ÅŸekilde belirlenebilmesinin güç olduÄŸunu, taraflara uzlaÅŸmanın saÄŸlanmasının sonuçları hakkında bilgi verilmesi öngörülmüÅŸ ise de teknik bir takım verilerle ve ayrıntılı hesaplamalarla ortaya konulabilecek zararın uzlaÅŸma görüÅŸmeleri esasında belirlenmesi mümkün olmadığı , buna göre ilgililerin uzlaÅŸmasının saÄŸlanması durumunda edimi aÅŸan ve tazminat davasına konu edilmeyecek zarara iliÅŸkin eksiksiz ve doÄŸru bilgiye sahip olunabileceÄŸinin mümkün olmadığı yönünde karar kurmuÅŸtur.
Bu baÄŸlamda uzlaÅŸma görüÅŸmeleri esnasında saÄŸlıklı ÅŸekilde belirlenmesi güç veya öngörülmesi mümkün olmayan zararlara iliÅŸkin açılacak savalar yönünden herhangi bir ayrım yapılmaksızın uzlaÅŸmanın saÄŸlanması durumunda tazminat davası açılmayacağını düzenleyen kurulla ilgililere katlanamayacakları külfet yüklendiÄŸi bu nedenle kuralda yargının iÅŸ yükünün azaltılması amacıyla mahkemeye eriÅŸim hakkına getirilen sınırlama arasında makul bir denge kurulamadığı , kuralın orantılılık alt ilkesi yönününden ölçülülük ilkesini ihlal ettiÄŸi sonucuna ulaşıldığı bu neden Anayasa'nın 13. Ve 36. Maddelerine aykırılık teÅŸkil ettiÄŸinden 04/12/2004 ve 5271 sayılı Ceza Mahkemesi Kanunu'nun 6/12/2006 tarihli 5560 sayılı Kanun'un 24. Maddesiyle deÄŸiÅŸtirilen (19) numaralı fıkrasının beÅŸinci cümlesinin '' UzlaÅŸmanın saÄŸlanması halinde ,soruÅŸturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz;...'' bölümünün Anayasa'ya aykırı olduÄŸundan Ä°PTALÄ°NE 26/07/2023 tarihinde karar verilmiÅŸtir.
Nitekim BURSA BÖLGE ADLÄ°YE MAHKEMESÄ° 13.HUKUK DAÄ°RESÄ° 2022\2158E, 2024\20K ve 02.01.2024 tarihli kararında "Buna göre, somut olayda davacı henüz zararın ve maluliyetin kapsamını bilmeden önce soruÅŸturma aÅŸamasında dava dışı sürücünün uzlaÅŸma teklifini kabul etmiÅŸ ve 50.000,00 TL ödeme karşılığı sürücü ile uzlaÅŸtığını beyan etmiÅŸtir. Davacı uzlaÅŸma formunda ödeme karşılığında dava dışı sürücü ile uzlaÅŸması durumda bakiye zararları yönünden tazminat davası açmaktan feragat ettiÄŸini açıkça beyan etmediÄŸi gibi, uzlaÅŸmacı tarafından formun ön kısmındaki matbu yazı dışında davacıya uzlaÅŸması halinde tazminat davası açmayacağı hususu açıkça da ihtar edilmediÄŸinden Anayasa Mahkemesinin iptal kararı da dikkate alındığında davacının henüz kendisi tarafından bilinmeyen tazminat miktarı ile ilgili uzlaÅŸmasının hukuk mahkemesinde tazminat davası açmasına engel teÅŸkil edecek bir husus olmadığı anlaşılarak davacının davalı sigortaya karşı dava hakkının var olduÄŸu kabul edilerek iÅŸin esasına girilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davanın uzlaÅŸma nedeniyle reddine karar verilmesi doÄŸru olmadığından davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü gerekmiÅŸtir.
HMK'nun 355.maddesi gereÄŸince istinaf yoluna baÅŸvuranın sıfatına, kamu düzenine ve istinaf konusu yapılan nedenlerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, hükmün esasını etkileyecek tüm deliller toplanmadan karar verilmesi nedeniyle karar usul ve yasaya aykırı olup davacı vekilinin istinaf baÅŸvurusunun bu sebeplerle kabulü ile mahkeme kararının HMK’nun 353/1-a-6 maddesi gereÄŸince kaldırılmasına, Dairemiz kararı gereÄŸince davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair aÅŸağıdaki ÅŸekilde hüküm kurulmuÅŸtur." ÅŸeklinde karar vermiÅŸtir.
AYM iptal kararı ve Bursa BAM 13. Hukuk Dairesi'nin 02.01.2024 tarihli kararından da anlaşılacağı üzere tarafların ceza soruÅŸturması kapsamında uzlaÅŸmaları ve AYM iptal kararının geriye yürümemezliÄŸinden bahisle davanın reddedilmesi gerektiÄŸi yönündeki itirazlar hukuki dayanaktan yoksun kalmaktadır.
Av. Ahsen KARA