Tam Yargı Davaları

İdarenin yani herhangi bir devlet merciinin yaptığı işlem veya eylemden ötürü bir zarar ortaya çıktığı zaman idare mahkemesinde açılan davalara tam yargı davası denir. Burada bir kişinin maddi veya manevi bir zarara uğramasından bahsediyoruz. Yani aslında tam yargı davaları, devlet aleyhine açılan tazminat davasıdır denilebilir.

Eğer bir zararın giderimi değil de sadece idari bir işlemin iptali isteniyorsa iptal davası açılmalıdır. Tam yargı davaları ise, yapılan işlemden herhangi bir zarar meydana çıktığında açılabilir. Tam yargı davası devlet aleyhine açılan bir tazminat davasıdır.

Hemen belirtelim ki hem idari işlem, eylem veya sözleşmenin iptali isteniyor hem de zararın giderilmesi isteniyorsa bu iki davanın (iptal ve tam yargı) birlikte açılması da

mümkündür. Ayrıca şu da yapılabilir: önce işlemin iptalini sağlamak amacıyla iptal davası açılır, ardından zararın giderilmesi için tam yargı davası açılır.

 

Tam Yargı Davası Şartları

Tam yargı davasının bazı ön şartları olduğu gibi başarılı sonuçlanabilmesi için de bazı şartlar vardır. Buna göre şu ön şartların varlığından bahsedebiliriz:

Öncelikle bu dava görevli ve yetkili mahkemede açılmalıdır. Aksi halde görevsizlik veya yetkisizlik kararı ile karşı karşıya kalınır. Ayrıca tam yargı davasında süreler de söz konusu. Tam yargı davalarında görev, yetki ve süreye ilişkin kurallara aşağıda değineceğiz.

Bu davanın açılabilmesi için idarenin gerçekleşmiş bir işlemi, eylemi yahut sözleşmesi söz konusu olmalıdır. Bu fiillerin henüz gerçekleşmemiş olması halinde davayı açmak mümkün olmaz.

Tam yargı davasının kazanılabilmesi için davacının kişisel bir zararı söz konusu olmalıdır. Bu zarar idari işlem, eylem veya sözleşme sonucunda ortaya çıkmış olmalıdır. İdari işlem, eylem veya sözleşme ile ortaya çıkan zarar arasında illiyet (nedensellik) bağı bulunmalıdır.

Tam yargı davalarında öncesinde idareye başvuruda bulunmak zorunludur. Bu çok önemli bir konu olduğu için şimdi bunun ayrıntısına değineceğiz.

Tam Yargı Davasında İdareye Başvuru Zorunluluğu

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu madde 13 düzenlemesine göre idari eylemlerden doğan zararlardan ötürü tam yargı davası açılacağı zaman önce eylemi yapan idareye başvurmak zorunludur.

Yani idari eylemi yapan idareye başvurularak zararın giderilmesi talep edilir. Eğer idare bu çağrıya yanıt vermezse tam yargı davası açılabilir.

İdareye başvuru ile ilgili sürelere geçmeden önce çok önemli bir meseleyi izah etmekte fayda var.

İYUK madde 13 yalnızca idari eylemlerde idareye başvurma zorunluluğunu öngörüyor. Yani idari işlemlerden veya sözleşmeye aykırı davranmasından ötürü bir zarar ortaya çıkarsa idareye başvurmaya gerek olmadan doğrudan tam yargı davası açmak mümkün.

Tabi böyle bir durumda kişi isterse idareye yine başvurabilir. Yani idari eylemler dışında ihtiyari bir başvuru söz konusudur.

İdari eylemler ve idari işlemler arasındaki fark nedir ve bunlar nasıl kategorilendilir?

İdari işlemlerin değişiklik, yenilik doğuran irade açıklamaları olmalarına karşın; idari eylemler, sadece ilgililerin hak ve yetkilerini kullanmaları koşuluyla hukuki etki ve sonuç doğurmaktadır. "İdari eylem" kavramı; idarenin kamu hukuku alanındaki maddi fiil ve hareketlerini anlatır. Yani idari işlem için atama, yönetmelik çıkarma, disiplin cezası verme, kamulaştırma gibi örnekler verilebilirken, idari eylem için, bir kaldırıma parke taşı döşenmesi gibi bir örnek verilebilir. İdari eylemler idari işlemler gibi hukuksal alanda bir değişiklik yaratmaz.

Tam Yargı Davasında Yargılama Usulü

İdari davalarda kural olarak dosya üzerinden yargılama yapılır. Duruşmalı olması istisnadır. dilekçeler üzerine ilk inceleme yapılır. Davanın esasına geçmeden önce gerekli olan tüm evraklar tamamlanmış olmalıdır. Özellikle duruşmasız davalarda bu çok önem taşıyor.

İlk incelemede şu hususlara özellikle bakılır:

  • Görev ve yetki kuralı
  • Ehliyete ilişkin kurallar
  • İdari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem veya eylemin varlığı
  • Süre aşımı
  • Husumet
  • Dilekçenin İYUK madde 3-5 hükümlerine uygun hazırlanıp hazırlanmadığı (Dilekçedeki maddi hatalar, istemin ayrıntılı ve net belirtilmemesi)

Duruşmalar belirttiğimiz üzere istisnaidir. Taraflardan birinin talebi üzerine mahkeme duruşma yapmaya karar verebilir. Ayrıca mahkeme kendisi de duruşma yapma kararı alabilir. Temyiz ve istinaf aşamaları da kural olarak dosya üzerinden yapılır ve istisna olarak duruşmalı yapılması mümkündür.

Tam yargı davalarında genel görevli mahkeme idare mahkemeleridir. Yani kural olarak idareye karşı açılan davalar idare mahkemelerinde açılır. Eğer uyuşmazlık konusu vergi ise vergi mahkemelerinde dava açılır. İdare mahkemesinin verdiği kararın istinafa taşınması oradaki kararın da temyize taşınması mümkündür. İstinaf incelemelerini Bölge İdare Mahkemesi yapar. Temyiz incelemesini ise Danıştay yapar.

Belirtmemiz gerekir ki konusu belirli bir miktarı aşmayan davalar için temyize başvurmak mümkün değildir. Bu miktar her sene değişir ve yeniden belirlenir. Belirlenen miktarın altındaki davalarda verilen ilk derece mahkemesi kararı kesindir.